Her yerde Metro Her yere Metro...
Her yerde Metro Her yere Metro...
Tanzimat’la birlikte kullanılmaya başlayan Belediye terimi, Osman Nuri Ergin’in
deyimiyle “ortak menfaatler ve karşılıklı ihtiyaçların zorlaması ile bir beldede oturan halkın,
beldelerine ve dolayısıyla kendilerine ait meseleleri, hükümetin kanunla belirttiği sınır ve
sorumluluk dairesinde seçmiş oldukları vekilleri vasıtası ile halletmeleri”dir.dare” olarak tanımlanır.
Modern belediyecilik açısından bakıldığında; belediyenin varlığı için yerleşik bir
topluluk olmalı, kent/şehir topluluğu olmalı (en azından kasaba), belediye merkezi
yönetimden ayrı bir yönetim örgütü olarak değerlendirilmeli3
Batı’da Belediyecilik
Eski Yunan (cite) ve Roma (municipe) şehir tarzı bugünkü belediyecilik anlayışının
temellerini teşkil eder. Roma şehrini ifade eden “Municipe” terimi bugünkü İngilizce’deki
“municipality” (belediye) teriminin kökenidir. Ortaçağ boyunca ve Yeniçağ’a kadar geçen
süre içerisinde, Avrupa’da belediyeciliğin önemli gelişmeler kaydettiği söylenemez. Gerçek
dönüşüm 18. yüzyılın sonunda Avrupa’nın Fransız ve Sanayi Devrimi ile tarım
toplumundan/geleneksel toplumdan, sanayi toplumuna/modern topluma geçmeye
başlamasıyla yaşandı. Kentlerin sanayinin merkezi olarak ortaya çıkması ve buralara
köylerden yoğun göç olması yeni bir dönemin başlangıcıydı. 19. yüzyılda kentler önceki
dönemlerden farklı olarak, yoğun nüfus, çarpık kentleşme, hava kirliliği, alt yapı yetersizliği
gibi sorunlarla karşılaştılar. Bu sorunların çözümüne yönelik arayışlar ve çabalar, Avrupa
belediyeciliğini derinden etkiledi ve yerel yönetimlere yeni bir anlam kazandırdı.
Batı’daki Belediyecilik ekollerini çeşitli başlıklar altında toplayabiliriz: